Adı: Hasan.. / İmam Hasan
Kureyş Kavmi / Haşimi.. sülalesi
Ünvanları: Hasan’ül Mücteba: Seçilmiş-seçkin..İstinai kişilikle kutsal kimlikli
Anası: Fatima-tül Zehra – (Zöhre)
Babası: İmam Ali (Ali Bin Eb-u Talib)
Doğum yeri ve tarihi: Medine (Suudi Arabistan) 623
Eşi: Cude
Çocukları: Kız ve erkek toplam 15 çocuğu olmuş…
Yaşadığı dönemin Halifesi ve yönetimi: Halife Muaviye (5. Halife)
Şehadet tarihi: 670
Türbesi: Medine
Şehadet sebebi: Ebu Süfyan oğlu ve Yezid’inbabası olan 5. HalifeMuaviye tarafından, yine Ebu Süfyan soyundanİbni Mülcem aracılığı ile İmam Hasan`ı karısı Cudetarafından zehirlenerek şehit edilmiştir.
Eserleri ve bilgi alanları Özellikleri Hz. Hasan’ın“evrensel boyutlarda önemsenen değerlivecizeleri.. Menkibeleri.. (Risale’leri!..)çağrı ve temennaları bulunmakta… Beşinci halife Muaviye ile kan dökmemek için hilafetten vazgeçmesi dikkate değer bir davranıştır.
Yol gösterici sözleri/mesajları:
Barış herşeyden hayırlıdır.
Ben kendi isteğimle düşmanlığı ortaya koymam ve kimse ile dünya saltanatı için kavga etmem.
Konunun Özeti:
İmam Müçteba (seçkin, seçilmiş)ismi ile deçağrılan Hz. Hasan, Peygamberin kızı Hz. Fatıma’nın ve Hz. Ali’nin büyük oğludur. 11 Nisan 624 tarihinde Medine’de dünyaya gelmiştir. Hasan ismini Hz. Muhammed koymuştur. Hasan ismi daha önceleri araplarda yoktu. Hz. Muhammed oğullarım dediği İmam Hasan ve İmam Hüseyin’i çok severdi onlarlaşakalaşır ibadet sırasında bile sırtına çıkmalarına müsade ederdi. İmam Hasansimasıyla dedesine çok benzerdi. Hz Muhammed bir çok hadisindetorunlarının kutsallığından bahsetmiştir.
İmam Hasan sıffın şavaşında babasının yanındaidi. Hüseyin’le birlikte fiilen şavaşa katıldıklarını gören Hz Ali “…tutun şunlarıben bu ikisiyle soluk alıyorum şehid olurlarsa Resullahın ve benim neslimkesilir..” diyerek onları şavaş alanından çıkartmıştır.
Görüldüğü gibi Hz. Ali de Hz Muhammed’insoyunun İmam Hasan ve İmam Hüseyin’le yürüyeceğine işaret etmiştir. Hz.Muhammed’in erkek evladı olmadığından kızı Fatma ile Hz. Ali’den gelenlerikendi soyu olarak Kabul etmiştir.
Babası Hz. Ali şehit olunca, onun vasiyeti ileİmamet ve Hilafet makamlarını üstlendi. Bu süre içinde Ehli Beyt’e aşırı düşmanlıkgüden ve yıllarca hilafet için savaşan Muaviye ile savaşmak durumundakaldı. Muaviye, 3. Halife Osman’ın asiler tarafından katledilmesini bahaneederek, ama gerçek niyeti Halife olmak istediği için daha önce SıffeynSavaşında da Hz. Ali’ye karşı savaşmıştı. Ancak Hz. Hasan’ın bazı ordukomutanları Muaviye tarafından rüşvet karşılığında Hz. Hasan’a karşı cephealmaya başladılar.
Irak`lıların Halife ilan ettikleri halde (tuzak kurmamaksadıyla), İmam Hasan bir anlamda, Muaviye ve taraftarları olan Emeviler,İslamiyet içerisinde yarattıkları fitnelik ve düşmanlıklardan ve kötülüklerden belkivazgeçerler düşüncesiyle, Muaviye`yle anlaşma yolunu tercih etti.
Diğer bir anlamda da: “… Muaviye, bizi öyle bir işeçağırıyor ki, onda ne bir yücelme var, ne bir adalet. Ölümü gözealıyorsanız, teklifini reddedelim; Yaşamayı istiyorsanız, kabul edelim; hangisinerazıysanız bildirin…” Bu hitabeye karşı İmam Hasan’ın etrafındabulunan toplum, her yandan bağrışarak, yaşamayı, uzlaşmayı istediklerinibildirdiler.
Hz. Hasan`la Muaviye arasında yapılananlaşma:
- Halkın, Allah`ın kitabına ve Hz.Peygamberin sünnetineuygun olarak idare edilmesi;
- Ali evlatlarına ve taraftarlarına (Alevilere) hiç bir suretlekötülükde bulunulmaması;
- Ali evlatlarına ve taraftarlarına kötü sözsöylenilmemesi;
- Cemel ve Sıffın savaşında şehid olanların evlatlarınamaddi destek sağlanılması
- Muaviye`nin kendisinden sonra, yerine kimseyi halifeyapmaması.
Muaviye, uzlaşma yazılıp taraflar ve imzaladıktansonra Nuhayle`ye gitti; orada okuduğu hutbede, „…Ben Hasan`la bazı şartlarauyacağımı vaadederek uzlaştım; ama o şartların hepsi de ayağımınaltında; onların hiç birini yerine getirmeyeceğim…” Ve dediğini de yaptı. Anlaşmadan sonra İmam Hasan ailesini toplayarakmedineye döndü. Muaviye, sözleşmenin hiç bir maddesine uymadı. İmamHasan’ın karısı Cude’ye bin dirhem altın vererek ve oğlu Yezide almayı vaadederek, İmam Hasan’ı 670 yılında zehirletti.
İmam Hasan sonradan buyurmuşlardı, ‘‘..Ben buişi Muaviye’ye teslim etmezdim; fakat yardımcı bulamadım. Yardımcıbulsaydım, gecemdede onunla şavaşırdım… gündüzümde de. Sonunda, Allahbenimle onun arasında hükmederdi…”
Hz. Hüseyin ve diğer Ehli Beyt bendeleri, Hz.Hasan’ın cenazesini dedesi Hz. Muhammed’in yanına defn etmek istemişlerse de,Ebu Bekir’in kızı Aişe (Ayşe), yanına topladığı bir miktar savaşçı ilecenaze kafilesinin önüne çıkarak
’’ Kendisinin Hz. Muhammed’in eşi olduğu vesilesiile Hz. Hasan’ı, Peygamberin yanına defn ettirmeyeceğini’’ beyanederek tarihte Fil Vakası olarak anılan bir çatışma çıkartmış ve Hz. Hasan’ınnaaşını oklatmıştır. Bunun üzerine cenazede gerginlik istemeyen kafile İmamın naaşını Medine’de Baki mezarlığında defn etmişlerdir
Şehadet tarihi 25 Mart 670 olarak bilinmektedir.Babası Hz. Ali’nin 24 Ocak 661 tarihinde Şehit edildiği göz önüne alınırsa Hz.Hasan’ın İmameti 10 yıla yakın sürmüştür.
Aradan ne kadar zaman geçmiş olursa olsun, On İki İmamların insanlığa yol göstericiliği devam ettiğidir. Zaten On İki İmamların batînen ‘zaman vemekân’ sorunu yoktur.
Onlar her daim, her yerde hazır ve nazırdırlar.Gerçeği görüp anlamak için onların tarihteki zorluklarını iyikavramak gerekiyor. Kalplerinde ve ruhlarında kini-kibri; bencilliğiatamayanlar; kendilerini dünyanın zevkleri ile kandıranlar;tarihi kendi yaşamları ile başlatıp, kendi yaşam süreleri ilehesaplayanlar için; arkalarında bıraktıkları kirli miras insan alemi için utançvericidir.
Bütün bunlara rağmen On İki İmamların düşünce mayası,günümüzde insanları doğru yola yönetmeyedevam ediyor.